Bilim insanları, gizemli gök cisminin kuyruklu yıldız olduğunu kesin olarak doğruladı.
Güneş Sistemi’nden geçen ve uzun süredir tartışmalara konu olan yıldızlararası cisim 3I/ATLAS’ın şimdiye kadarki en net görüntüleri, Şili’deki Gemini South Gözlemevi tarafından paylaşıldı. 380 milyon kilometre uzaklıktan çekilen renkli görüntüler, cismin gizemini büyük ölçüde aydınlattı.
Yapılan gözlemler sonucunda, yaklaşık 221 bin kilometre/saat hızla Güneş’e doğru ilerleyen cismin, çevresinde parlak bir bölge ve Güneş’in aksi yönünde uzanan uzun bir kuyruk barındırdığı tespit edildi.
KUYRUKLU YILDIZ OLDUĞU KESİNLEŞTİ
Cismin çekirdeğinde yoğun miktarda buz bulunduğu ve Güneş ışığına tepki olarak bir kuyruk oluşturduğu belirlendi. Lancashire Üniversitesi’nden Dr. Mark Norris, “Bu yeni görüntüler çok açık bir şekilde 3I/ATLAS’ın bir kuyruklu yıldız olduğunu ortaya koyuyor,” ifadelerini kullandı.
FARKLI KİMYASAL YAPI: DAHA FAZLA KARBINDİOKSİT, DAHA AZ SU
Imperial College London’dan Dr. Matthew Genge ise cismin kimyasal bileşiminin Dünya’ya yakın kuyruklu yıldızlardan farklı olduğunu vurguladı:
> “3I/ATLAS’ın atmosferi, daha fazla karbondioksit ve daha az su içeriyor. Bu da, onun kendi yıldızına oldukça uzak bir bölgede oluştuğunu gösteriyor.”
Bu özellik, bilim insanlarına yıldızlararası gezegen oluşumu hakkında önemli ipuçları sağlıyor.
UZAYLI GEMİSİ İDDİALARI ÇÜRÜTÜLDÜ
Geçmişte Harvard Üniversitesi’nden Prof. Avi Loeb, cismin yapay bir nesne, hatta nükleer güçle çalışan bir uzay gemisi olabileceğini öne sürmüştü. Ancak yeni görüntülerde gözlemlenen doğal kuyruk yapısı, bu iddiaları tamamen geçersiz kıldı.
Dr. Genge, “Küçük yeşil adamların bu işte parmağı yok,” diyerek spekülasyonlara son noktayı koydu.
KISA SÜRELİ GÖZLEM FIRSATI
Bilim insanları, 3I/ATLAS’ın gözlemlenebilirliğinin sınırlı olduğunu, bu nedenle ellerindeki zamanı en verimli şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını belirtiyor.
Eureka Scientific’ten Bryce Bolin, “Her bir yıldızlararası kuyruklu yıldız, başka bir yıldız sisteminden gelen bir haberci. Onları inceleyerek evrenin çeşitliliğini anlamaya başlıyoruz,” dedi.