İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’un 2022 yılında Türkiye’ye yaptığı resmi ziyaretin ardından, hükümete ait gizli belgelerin Stockholm Arlanda Havalimanı’nda bir tuvalette unutulduğu ortaya çıktı. Olay, İsveç kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, NATO üyelik sürecindeki kritik güvenlik zafiyetini de gözler önüne serdi.
Başbakan Kristersson, Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından hazırlanan başbakanlık dosyasının bir kopyasını İsveç’e dönüş yolunda Arlanda Havalimanı’ndaki tuvalette unuttu. Dosya, bir temizlik görevlisi tarafından bulundu ve yetkililere teslim edildi. İçeriğinde, Türkiye ile yürütülen NATO müzakerelerine ilişkin hassas bilgiler, toplantı notları ve konuşma başlıkları bulunuyordu. Ancak dosyanın ne kadar süreyle kayıp kaldığı kesin olarak bilinmiyor.
İsveç Başbakanlık ve Devlet Daireleri Güvenlik Departmanı olayı doğrularken, departman yöneticisi Fredrik Agemark, belgelerde güvenlik sınıflandırmasına tabi kritik bilgiler bulunmadığını ve resmi bir zarar tespiti yapılmadığını açıkladı. Hükümet yetkilileri, olayın polise bildirilmediğini çünkü ciddi bir güvenlik riski taşımadığını savundu.
Öte yandan İsveç medyası, belgelerin bir kısmının gizlilik kapsamında olduğunu ve tamamen açık nitelikte olmadığını vurguladı. SVT’nin Türkiye muhabiri Tomas Thoren, durumu “çok beceriksizce” olarak değerlendirdi ve bu tür ihmallerin ciddi güvenlik zafiyetlerine yol açabileceğine dikkat çekti.
Muhalefet partisi Vänsterpartiet (Sol Parti) olayı kabul edilemez bularak Başbakan Kristersson’u Anayasa Komitesi’ne şikâyet etti. Partinin dış politika sözcüsü Håkan Svenneling, hükümetin daha önce de gizli belgelerle ilgili sorunlar yaşadığını belirterek, bu durumun ciddi bir güvenlik problemi olduğunu söyledi.
İsveç basını da olayı “güvenlik fiyaskosu” olarak nitelendirirken, bir Başbakanlık çalışanı hatanın iş yoğunluğu ve seyahat hazırlıkları sırasında yaşanan ihmalden kaynaklandığını ifade etti.
Bu skandal, İsveç’in NATO üyeliğini Türkiye’nin onayını almak üzere yoğun diplomatik görüşmeler yürüttüğü kritik bir dönemde yaşandı. Güvenlik açığının ortaya çıkması sürecin hassasiyetini artırırken, Stockholm yönetiminin dikkatli hareket etmesi gerektiği bir kez daha gündeme geldi.