Nöbetçi Eczaneler
Kaynak: CNN TÜRK
Batı Avrupa’dan Filistin’i devlet olarak tanıma kararları peş peşe gelmeye devam ediyor. Bu adımı atacağını duyuran ilk G7 ülkesi olan Fransa, Eylül ayında Filistin Devleti’ni resmen tanıyacağını açıkladı. Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christophe Lemoine, CNN TÜRK’e yaptığı özel açıklamada, kararın gerekçelerini ve Türkiye’nin bu süreçteki rolünü değerlendirdi.
“FİLİSTİN’İ TANIMAK FRANSA İÇİN HİÇBİR ZAMAN TABU OLMADI”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Eylül ayında Filistin’i tanıyacaklarını açıklamasının ardından, benzer sinyaller Birleşik Krallık, Kanada ve Almanya’dan da geldi. Fransa Dışişleri Sözcüsü Christophe Lemoine, kararın zamanlamasına ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Biz her zaman Filistin için en iyi seçeneğin, iki devletli çözüme dayanan siyasi bir çözüm olduğuna inandık. Cumhurbaşkanı Macron, Filistin Devleti’nin tanınmasının Fransa için hiçbir zaman tabu olmadığını söyledi. Tek mesele doğru anı beklemekti. Eylül ayındaki konferans bunun için doğru zaman.”
“GAZZE’DE SİVİL HALK İÇİN ŞARTLAR KORKUNÇ”
Gazze’de yaşanan insani dramın kararın alınmasında etkili olduğunu belirten Lemoine, İsrail’in yürüttüğü operasyonlara da dikkat çekti:
“Sivil halk için şartlar gerçekten korkunç. Bu durum sona ermeli. Ateşkes sağlanmalı, rehineler serbest bırakılmalı ve Gazze’ye insani yardım girişi sağlanmalıdır. Fransa’nın tutumu nettir. Gazze için askeri bir çözüm yoktur.”
FRANSA’DAN TÜRKİYE’YE ÖVGÜ: ”DİNAMİK VE ETKİN BİR ÜLKE”
Türkiye’nin Filistin ve Gazze konularındaki tutumuna da övgüyle değinen Lemoine, uluslararası iş birliğinin önemine vurgu yaptı:
“Gazze’ye yardım ulaştıran her ülke, bizim açımızdan doğru bir iş yapıyor. Türkiye de dinamik, etkin bir ülke. Bu oldukça iyi bir şey. Çözüm için küresel bir hareket olmalı.”
DİPLOMATİK DÖNÜM NOKTASI
Fransa’nın bu kararı, uluslararası toplumda Filistin’in tanınması yönündeki ivmeyi artırırken, Ortadoğu’da barışın sağlanması için diplomatik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin süreçteki aktif rolü ise bölgesel diplomasideki etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor.
