Washington, DC – Teknoloji milyarderi Elon Musk, ABD siyasetinde yeni bir sayfa açtı. Hafta sonu X (eski adıyla Twitter) platformundan yaptığı açıklamayla “Amerika Partisi”nin resmen kurulduğunu ilan eden Musk, partisinin “sessiz çoğunluk” olarak tanımladığı ortadaki yüzde 80’lik seçmen kitlesini temsil edeceğini söyledi.
Musk’ın bu adımı, ABD Kongresi’nde kabul edilen ve Donald Trump tarafından desteklenen büyük vergi-harcama paketine tepki olarak geldi. Sert bir şekilde karşı çıktığı bu yasayı özgürlükleri kısıtlayıcı olarak nitelendiren Musk, partisinin “Amerikan halkına özgürlüklerini geri kazandırmak” amacıyla kurulduğunu vurguladı.
Ancak Washington Post’un analizine göre, “Amerika Partisi”nin karşısında aşması gereken 6 temel engel bulunuyor:
- SEÇİM SİSTEMİ VE YASAL ENGELLER
ABD’nin “kazanan hepsini alır” mantığına dayalı seçim sistemi, üçüncü partiler için büyük bir dezavantaj oluşturuyor. Her eyaletin farklı aday kayıt şartları, imza toplama kuralları ve seçim kuralları yeni partiler için ciddi zorluklar teşkil ediyor.
Prof. Hans Noel (Georgetown Üniversitesi), mevcut sistemin çok partili bir yapıya uygun olmadığını belirtirken, Prof. Mac McCorkle (Duke Üniversitesi) bu prosedürleri “ürkütücü” olarak tanımlıyor. Musk’ın maddi gücü bu engellerin bir kısmını aşmasını sağlasa da, 2024’te Libertaryen ve Yeşiller dahil birçok aday 50 eyalette birden pusulaya girememişti.
- TARİHSEL VE GÜNCEL BAŞARISIZLIKLAR
ABD tarihinde üçüncü partiler nadiren başarı elde etti. 1968’de George Wallace yalnızca 5 güney eyaletini kazanabildi. Ross Perot 1992’de yüzde 19 oy aldı ama hiç delege çıkaramadı. Ralph Nader ise 2000 seçimlerinde sıfır delegeyle kaldı ve sonuçları tartışmalı hale getirdi.
Bugün bağımsız senatörler dahi genellikle büyük partilerle ittifak yapıyor. Bu durum, üçüncü bir partinin kalıcı başarı elde etmesinin sistemsel olarak zor olduğunu gösteriyor.
- STRATEJİ BELİRSİZLİĞİ
Musk, ilk hedeflerinin 2026 ara seçimleri olduğunu açıkladı. Antik Yunanlı general Epaminondas’a atıf yaparak “belirli noktalarda yoğun güç kullanma” stratejisinden söz etti. Ancak hangi eyalet veya seçim bölgelerinin hedefleneceği konusunda net bir plan henüz sunulmadı.
Washington Post, bu belirsizliğin bazı bölgelerde Cumhuriyetçi oyları bölebileceğine ve “spoiler etkisi” yaratabileceğine dikkat çekiyor.
- HEDEF KİTLENİN TANIMSIZLIĞI
Musk’ın “ortadaki yüzde 80” olarak tanımladığı seçmen tabanı, analistlere göre ideolojik olarak bütünlükten uzak. Partinin X üzerindeki destekçileri, ifade özgürlüğü, regülasyonların azaltılması, milli borcun düşürülmesi gibi çeşitli temalar önerse de, bu başlıkların geniş kitleleri ortak bir hedefte birleştirip birleştiremeyeceği belirsiz.
- SİYASİ MÜTTEFİK EKSİKLİĞİ
Trump’la yollarını ayırmasının ardından Musk’ın Cumhuriyetçi Parti içindeki etkisi azaldı. Trump’a yakın isimlerden James Fishback, Musk’ın siyasi etkisini kırmak için özel bir süper PAC kurduğunu açıkladı.
Finansal gücüyle öne çıkan Musk’ın kalıcı bir siyasi yapı oluşturabilmesi için güçlü bir örgütlenme ve sadık bir taban yaratması gerekiyor. Washington Post, “sadece para yetmez” uyarısında bulunuyor.
- SABIR VE UZUN VADELİ MÜCADELE
Musk’ın en büyük sınavı ise sabrı olabilir. Teknoloji alanında hızlı başarıya alışkın bir figür olan Musk’ın, siyasetin yavaş ve karmaşık doğasına ne kadar dayanabileceği bilinmiyor. 2023’te Wisconsin Yüksek Mahkemesi seçiminde desteklediği aday başarısız olunca siyasi harcamalarını azaltabileceğini açıklamıştı.
AMERİKA PARTİSİ’NİN GELECEĞİ NE OLACAK?
Washington Post’un değerlendirmesine göre, “Amerika Partisi”nin kalıcı bir siyasi aktöre dönüşüp dönüşmeyeceği Musk’ın stratejik netliğine, siyasi müttefikler bulma yeteneğine ve en önemlisi uzun vadeli sabrına bağlı olacak. Trump’la yaşanan ayrışmanın ötesine geçip geçemeyeceği ise zamanla görülecek.