Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Reklam
Reklam

Doç. Dr. Karatepe: “Kadınların haklarını bilmesi, iş hayatına katılımlarını artırır”

Kadınların iş hayatına katılımına teşvik amaçlı doğum izni, süt izni,

Kadınların iş hayatına katılımına teşvik amaçlı doğum izni, süt izni, yarı zamanlı çalışma hakkı gibi uygulamaların olduğunu belirten Doç. Dr. Seçil Gürün Karatepe, kadınların bu hakları bilmesi ve kullanabilmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.

İstanbul Arel Üniversitesi’nden Doç. Dr. Seçil Gürün Karatepe, kadınların iş hayatındaki haklarına dair önemli bilgiler verdi. “Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı her geçen yıl artsa da, hem biyolojik yapıları hem de geleneksel toplumsal roller nedeniyle kadın işçiler, işgücüne katılımda zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır” diyen Karatepe, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadınların iş hayatında yalnızca istihdam edilmesi değil, haklarıyla birlikte güçlü bir biçimde var olması, toplumsal gelişmenin en temel göstergelerinden biri olarak değerlendirilmelidir. Özellikle gebelik ve doğum süreci, kadınlar için sadece fiziksel bir durum olmamakta, aynı zamanda gelir kaybına yol açan ve istihdamdan uzaklaşmalarına neden olan bir dönem haline geliyor. Bu noktada devreye giren analık izinleri, kadınların iş hayatında kalabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili yönetmelikler, kadın işçilere doğum öncesi ve sonrası için çeşitli izin ve koruma hakları tanıyor. Bu düzenlemeler, anne ile çocuk arasındaki bağın kurulmasını kolaylaştırırken, aynı zamanda annenin gelir kaybına uğramasını da önlemeyi hedefliyor.”

“16 haftalık analık izni hakkı tanınıyor”

İş hukuku çerçevesinde; doğum izni, süt izni, yarı zamanlı çalışma hakkı gibi uygulamaların varlığını hatırlatan Doç. Dr. Karatepe, “4857 sayılı İş Kanunu’na göre kadın işçilere doğumdan önce 8, doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık analık izni hakkı tanınıyor. Çoğul gebelik durumunda bu süre doğum öncesine fazladan 2 hafta ekleniyor. Kadının sağlık durumuna göre doktor onayıyla doğumdan en fazla 3 hafta öncesine kadar çalışabilmesine izin veriliyor; bu durumda kaçırılan süre doğum sonrası izne ekleniyor. Ayrıca, annenin ölümüne bağlı olarak kullanılmayan iznin baba tarafından da kullanılabileceği veya evlat edinme durumlarında sekiz haftalık hak tanındığı da mevzuatta yer alıyor” dedi.

“Ücretsiz yarım çalışma izni talep edebilirler”

“Analık izni sonrasında anne veya evlat edinen eş, talep ederse ücretsiz yarım çalışma izni talep edebiliyor” diyen Karatepe, ‘Yarım çalışma ödeneği’ adı verilen bu uygulama, iş-yaşam dengesini kurmak isteyen annelere önemli bir nefes aldırıyor. Bu hak, ilk doğumda 60 gün, ikinci doğumda 120 gün, sonraki doğumlarda ise 180 gün olarak tanımlanmış; çoğul doğum ve engelli çocuk doğumu durumlarında ek destek süreleri sağlanıyor. Bu süre boyunca annenin işveren onayı gerekmeden çalışması gerekirken, çalışmadığı süre için Yarım Çalışma Ödeneği de alabiliyor” ifadelerini kullandı.

Analık izni ve yarım çalışma sonrasında, kadın işçilere 6 aylık ücretsiz izin hakkı tanındığını belirten Doç. Dr. Seçil Gürün Karatepe, bu düzenlemenin hem doğum sonrası hem evlat edinme durumlarında geçerli olduğunu söyledi. Gürün, kadın işçinin ücretsiz izin talebinin işverence reddedilemez olduğunu, aksi durumda çalışanın haklı fesih hakkını kullanarak tazminat alma hakkına sahip olduğunu belirtti.

Kısmi süreli çalışma hakkı tanınıyor

3 yaş öncesi çocukları olan ebeveynlerin, hem kadınlar hem erkekler, analık izni sonrası kısmi süreli çalışma talebinde bulunabileceğini belirten Doç. Dr. Karatepe, “İş Kanunu’nun 13. maddesinin 5. fıkrasına göre, ‘İş Kanunu’nun 74’üncü maddesinde öngörülen izinlerin bitiminden sonra mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden ay başına kadar ebeveynlerden biri kısmi süreli çalışma talebinde bulunabilir’ hükmüyle bu durum yasal dayanak bulmaktadır. Bu hak, çocuğun ilköğretime başlamasına kadar geçerlidir. Kısmi süreli çalışmaya geçmek isteyen anne, bu talebini en az bir ay önceden yazılı olarak işverene bildirmekle yükümlüdür. Ancak işverenin onay verme gibi bir hakkı bulunmuyor. İşçi, talebiyle birlikte çalışmak istediği gün ve saatleri de belirtiyor. Kısmi süreli çalışmaya geçen çalışan, isterse aynı çocuk için bir daha bu haktan yararlanmamak şartıyla tekrar tam zamanlı çalışmaya dönebiliyor. Bu talep de yine en az bir ay önceden işverene yazılı olarak bildiriliyor. İşçi tam zamanlı çalışmaya döndüğünde, onun yerine alınan geçici çalışanın sözleşmesi kendiliğinden sona eriyor. Bu düzenleme kadınların istihdamda kalmasını teşvik ettiği gibi, aynı zamanda babaların da çocuk bakımına katılımını desteklemektedir” şeklinde konuştu.

“Süt izni için işverenden izin almalarına gerek yok”

Kadın işçilere, bebeklerini emzirebilmeleri için günde 1,5 saatlik süt izni verilmesinin yasal bir hak olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Seçil Gürün Karatepe, “Bu süre, annenin tercihine göre gün içinde istenilen saatlerde ve tek seferde ya da bölünerek kullanılabiliyor. Üstelik bu izin çalışma süresinden sayılıyor, yani ücrette herhangi bir kesinti yansımıyor. Süt iznini kullanmak isteyen kadın çalışanın, işverenden izin almasına gerek bulunmamakta. Kadın çalışan sadece yazılı olarak işvereni bilgilendirerek izni kullanabiliyor. İşverenin süt izni talebini engellemesi durumunda, çalışan kadın haklı nedenle iş akdini feshedebiliyor ve kıdem tazminatına hak kazanıyor” dedi.

“Süt izninde emzirme şartı aranmıyor”

Süt izninin doğumdan hemen sonra değil, analık izninin sona ermesinin ardından başladığını vurgulayan Karatepe, ” Kadın çalışan, çocuğu bir yaşına gelene kadar bu hakkını kullanabiliyor. Ancak doğum sonrası ücretsiz izne ayrılan anneler, süt izninden faydalanamıyor çünkü bu dönemde fiilen çalışmamış oluyorlar. Süt izni yalnızca kadın işçilere tanınan bir haktır. Ancak emzirme şartı aranmıyor. Yani annenin çocuğunu emzirmesi zorunlu değil; çocuğun bir yaşını doldurmamış olması yeterli sayılıyor. Yasa, süt izni süresini asgari 1,5 saat olarak belirliyor, ancak bu süre bireysel ya da toplu iş sözleşmeleriyle 2,5 saate kadar artırılabiliyor. Süt izni; iş gününde bir defada, sabah geç gelerek, akşam erken çıkarak veya gün içine bölerek kullanılabiliyor. Hatta uygulamada bazı çalışanlar bu süreyi birleştirerek haftalık bir gün izin gibi de değerlendirebiliyor. Süt izni süresince kadın işçi tam ücretini almaya devam ediyor. Ayrıca bu izin süresi, kıdem tazminatı gibi işçilik alacaklarının hesaplamasında da dikkate alınıyor” diyerek sözlerini noktaladı.