HİPOKAMPÜS GELİŞİMİ HAFIZAYI ETKİLİYOR
Princeton Üniversitesi’nden Prof. Turk-Browne’un öncülüğündeki bir araştırma, bebeklik döneminde hipokampüs adı verilen beynin hafıza merkeziyle ilgili çarpıcı bulgular ortaya koydu. Araştırmaya göre, bu bölgenin boyutları ilk iki yıl içinde iki katından fazla büyüyor. Prof. Turk-Browne, bu dönemde henüz olgunlaşmamış nöral devrelerin, deneyimlerin kalıcı hafızaya dönüşmesini engellemiş olabileceğini söylüyor.
BEBEKLER HAFIZA OLUŞTURABİLİYOR MU?
Araştırma kapsamında yaşları 4 ile 24 ay arasında değişen 26 bebeğin beyin taramaları yapıldı. Bebeklere çeşitli görseller gösterilirken hipokampal aktiviteleri ölçüldü. Ardından, bebeklere daha önce gördükleri bir görsel ve yeni bir görsel birlikte gösterilerek hangisine daha fazla odaklandıkları incelendi.
Eğer bebek daha önce gördüğü görsele uzun süre bakarsa, bunun bir hafıza işareti olduğu kabul edildi. Özellikle 12 ay ve üzeri bebeklerde, hipokampüs daha aktif olduğunda hatırlama olasılığı da daha yüksek çıktı.
ANILAR KAYDEDİLİYOR AMA KALICI MI?
Prof. Turk-Browne, bu çalışmanın bebeklerin hipokampüs yoluyla gerçekten anı oluşturup oluşturmadığını belirlemede bir “ilk adım” olduğunu vurguluyor. Ancak, “Eğer bebekler anıları kaydediyorsa, bu anılar hâlâ orada mı? Erişilebilir mi?” soruları açıkta kalıyor.
2023’te yapılan bir başka araştırma, bebekken bir labirentten çıkmayı öğrenen farelerin bu bilgiyi yetişkinlikte unuttuğunu göstermişti. Ancak beynin belirli bölgeleri yapay olarak aktive edildiğinde bu unutulmuş bilgiler yeniden hatırlanabildi.
KÜÇÜK ÇOCUKLAR ANILARI NEDEN UNUTUR?
Westminster Üniversitesi’nden nöropsikoloji profesörü Catherine Loveday, küçük çocukların konuşabildikleri dönemde anı oluşturabildiklerini, ancak bu anıların yıllar içinde kaybolduğunu belirtiyor.
“Kreşten döndüklerinde yaşadıklarını anlatabiliyorlar ama birkaç yıl sonra bu anıları hatırlamıyorlar” diyen Loveday, asıl meselenin bu anıların bilinçli ve kalıcı hale gelip gelmediği olduğunu ifade ediyor.
HATIRLADIĞIMIZ İLK ANILAR GERÇEK Mİ?
Prof. Loveday, insanların bebekliklerine dair hatırladıklarını sandıkları anıların gerçek olmayabileceğini de vurguluyor. “Hafıza her zaman bir yeniden yapılandırmadır” diyen Loveday, çevremizden duyduğumuz anlatılar ve bilgilerle beynimizin sahici görünen sahneler oluşturabileceğini söylüyor.
KİMLİĞİMİZİN BİR PARÇASI OLABİLİR
Prof. Turk-Browne’a göre çocukluk amnezisinin ardındaki gizem, kimlik algımızla doğrudan ilişkili:
“Hayatımızın ilk birkaç yılındaki deneyimleri hatırlamıyor oluşumuz, benlik kavrayışımızı sorgulamamıza neden oluyor. Bu, bizi biz yapan temel yapı taşlarından biri.”