Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir etkinlikte konuşan Tekin, yıllardır uygulanan sınav sisteminin öğrencilerin gerçek iletişim becerileri yerine gramatik kurallara odaklandığını belirtti. Bakan Tekin, “Her sınavda, yani ortalama bir İngiliz vatandaşının bilmediği gramatik kuralları çocuklara test sınavında sorduk. Bu şekilde dil öğrettiğimizi varsaydık. Bu mantığı değiştirmemiz lazım,” ifadelerini kullandı.
“300-500 KELİMEYLE KONUŞULAN ÇOCUKTAN 1500 KELİMEYLE YABANCI DİL BEKLENEMEZ” SÖZLERİ TARTIŞMA YARATTI
Bakan Tekin, konuşmasında ayrıca, öğrencilerin ana dillerinde sınırlı sayıda kelimeyle iletişim kurabildiğini öne sürerek, bu durumda yabancı dilde yüksek beklentiler koymanın adil olmadığını ifade etti:
“Kendi ana dilinde, gündelik hayatta 300-500 kelimeyle konuşabilen bir çocuktan 1500-2000 kelimeyle yabancı dil konuşmasını nasıl bekleyeceksiniz?”
Ancak uzmanlar, bu sayının oldukça düşük olduğunu ve bilimsel gerçeklerle örtüşmediğini belirtiyor. Dil gelişimi üzerine yapılan araştırmalara göre, 6 yaşındaki bir çocuğun ortalama 2.600 aktif ve 20.000’e yakın pasif kelime hazinesine sahip olduğu biliniyor. Eğitimciler, öğrencilerin anadil gelişimini sağlam temellere oturtarak yabancı dili daha verimli öğrenebileceğini vurguluyor.
”İLETİŞİM TEMELLİ EĞİTİM” VURGUSU
Bakan Tekin’in bu açıklamaları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın önümüzdeki dönemde daha iletişim temelli, öğrencinin günlük yaşamda kullanabileceği becerilere dayalı bir dil öğretim sistemine geçiş yapacağı şeklinde yorumlandı.
Eğitim çevreleri, sınav odaklı değil, kullanıma dönük ve kültürel bağlam içeren bir dil eğitiminin gerekliliğini uzun süredir gündeme getiriyordu.
EDİTÖR NOTU:
Milli Eğitim Bakanı’nın eleştirileri, mevcut sistemdeki yapısal sorunlara dikkat çekmek açısından önemli. Ancak öğrencilerin dil becerilerinin değerlendirilmesinde kullanılan istatistiklerin doğru yansıtılması, politika geliştirme süreçlerinde daha sağlıklı adımlar atılmasını sağlayacaktır.