Nöbetçi Eczaneler
5 Temmuz 2025 Cumartesi günü, Çatalca’daki Aziz Nesin Vakfı’nda düzenlenen ve düşünce özgürlüğü, mizah ve aydınlanma mirasını yaşatma amacı taşıyan Aziz Nesin’i anma etkinlikleri, büyük bir basın skandalıyla gölgelendi.
Halk TV Muhabirinden Begen Medya Muhabirine Canlı Yayında Engel
Etkinliğe resmi davetle katılımı onaylanan Begen Medya ekibi, canlı yayın sırasında Halk TV programcısı Serhan Asker‘in açıkça baskıcı bir tavrıyla karşılaştı. Sözde demokrat ve deneyimli gazeteci Serhan Asker, program yaptığı sırada Begen Medya muhabiri Seher Ulutaş’ın da aralarında bulunduğu TV ve gazete kuruluşlarının emekçilerine; “Buraya mikrofon koyamazsınız, buradan çekim yapamazsınız. İlla görüntü almak istiyorsanız bizim YouTube kanalımızdan yararlanabilirsiniz” diyerek çekim yapmasını engelledi.
Bu skandal müdahale, etkinliğin tüm yayın hakkının sanki sadece Halk TV’ye ait olduğu gibi bir algı yaratmaya dönük; açıkça basın özgürlüğüne, habercilik ahlakına ve kamuoyunun haber alma hakkına bir saldırı olarak kayıtlara geçti. SOL CENAPTA tekelleşme ya da kartel oluşum çabaları olarak algılanan bu davranış biçimi çok çirkin ve bir o kadar da anlamsızdır.
Bir Anma Etkinliği Nasıl Sansüre Sahne Oldu?
Her yıl Temmuz ayında yapılan ve Türkiye’nin en önemli aydınlarından Aziz Nesin’in anıldığı bu özel etkinlik, fikir ve ifade özgürlüğünün en çok konuşulduğu ve savunulduğu bir gün olması gerekirken; tam tersine, başka bir medya kuruluşlarının ve onun çalışanlarının susturulmaya çalışıldığı bir güne dönüştü.
Begen Medya muhabiri Seher Ulutaş, ve bir başka TV kuruluşunun muhabirleri, etkinliği izleyen ve davetli listesinde adı bulunmasına rağmen, rutin bir şekilde, ekipmanları ile teknik hazırlık yapmak istedi. Halk TV ekibinin “buraya mikrofon koyamazsınız, buradan çekim yapamazsınız” diyerek engel olması, toplum adına haber yapma hakkının ve gazetecilik mesleğinin açık bir gaspı anlamına geldi.
Nesin’in Mirasına Gölge Düşürürsünüz
Bir fikir ve mizah ustası olan Aziz Nesin, hayatı boyunca düşünceyi baskılayan tüm yapılara ve zihniyetlere karşı mücadele vermişti. Bugün, onun adını taşıyan bir vakıfta, başka basın mensuplarının (Halk Tv dışında) özgürce görev yapmasının engellenmesi, Nesin’in mirasına da büyük bir saygısızlıktır.
Begen Medya’dan Çok Sert Tepki: “Bu İkili Standart ve Tekelleşme Tavrı Nedir?”
Olaydan sonra bu yazıyı yazma gereği duydum. Begen Medya yetkililerinden biri olarak, organizasyonda fiilen bulunmayışım nedeniyle o anda müdahale edemedim, ancak yaşananları “basına ve topluma karşı çifte standartlı, ikiyüzlü ve açıkça sansür niteliğinde bir saldırı” olarak gördüğüm için de kaleme almak istedim.
“İnsan haklarından, ifade ve basın özgürlüğünden dem vuran; ekranlarında her fırsatta bağımsız gazetecilik ve özgür haber yapabilme olanaklarının kısıtlandığı nutukları atan bir yayın kuruluşunun, başka bir gazetecinin haber yapmasını engellemesi tam bir çelişkidir. Halk TV’nin bu tutumunu en sert ve net şekilde kınıyoruz. Bu yayın kuruluşunun, bu anlamsız ve ne maksatla yaptıklarını anlayamadığımız tavrına karşı duracağız. Gelecekte benzer bir davranışla karşılaştığımızda bunu asla sineye çekmeyecek, çok daha sert karşılık vereceğiz.” Bunun da Halk Tv temsilcileri ve yetkililerine şimdiden bildirmek isterim.
TC Anayasası ve Yasalarında Haber Alma Hakkının Engellenmesinin Yeri ve Yaptırımları Mevcuttur:
- Anayasa ve Basın Özgürlüğü: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 28. maddesi “Basın hürdür, sansür edilemez.” hükmünü içerir. Bu, gazetecilerin ve medya kuruluşlarının haber toplama ve yayma özgürlüğünün temel güvencesidir. Bir başka yayın kuruluşunun çekim yapmasını engellemek, bu anayasal hakkın ihlali anlamına gelebilir. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi gibi mesleki etik kurallar da gazetecilerin bilgi kaynaklarına serbestçe ulaşma ve kamu yaşamını ilgilendiren olayları izleme ve araştırma hakkını vurgular.
- Haber Alma ve Yayma Hakkının Engellenmesi: Gazetecilik, kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirir. Bir etkinliğe resmi davetle katılımı onaylanmış bir medya kuruluşunun çekim yapmasının engellenmesi, kamuoyunun doğru ve eksiksiz bilgi edinme hakkının kısıtlanması anlamına gelebilir. Bu durum, basının kamusal görevini yerine getirmesine engel olma olarak yorumlanabilir.
- Haksız Rekabet: Eğer engelleme, bir yayın kuruluşunun diğerine karşı rekabet avantajı elde etmek amacıyla yapılıyorsa, bu durum haksız rekabet hükümleri kapsamında değerlendirilebilir. Ancak bu, doğrudan bir “çekim engelleme” maddesi değil, genel rekabet hukuku prensipleridir.
- İfade Özgürlüğü: Basın özgürlüğü, aynı zamanda ifade özgürlüğünün bir alt kategorisidir. Herkesin düşünce ve kanaatlerini açıklama ve yayma özgürlüğüne sahip olması, medyanın da bu doğrultuda çalışmasını gerektirir. Engelleme, dolaylı yoldan ifade özgürlüğünü de kısıtlayıcı bir etki yaratabilir.
Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere, yasal haklarımızı saklı tutarak, olayın veya benzerinin yaşanması durumunda tepkimizin sadece gazetede yazılı olarak kınanması ile kalmayacağını bildiririm.
Gazeteciliğe ve Kamuoyuna Çağrı
Begen Medya, bu üzücü ve skandal nitelikteki olayın sadece kendi kurumlarına değil, Türkiye’deki tüm bağımsız gazetecilere ve medya kuruluşlarına yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı.
Son olarak şu çağrıda bulunuyoruz:
“Basın özgürlüğü, kimsenin tekeline bırakılamaz. Hiçbir medya kuruluşu, Halk TV dahil, taraf olduğu bir alanda dahi olsa kendisini ‘tek söz sahibi’ ilan ederek diğer basın mensuplarına müdahalede bulunamaz. Bu anlayışa karşı sessiz kalmak, yarın tüm gazetecilerin aynı tehditle yüz yüze kalmasına zemin hazırlar. Tüm meslektaşlarımızı ve kamuoyunu, gerçek anlamda basın özgürlüğüne sahip çıkmaya davet ediyoruz.”
Begen Medya olarak biz, bu tavrımıza konu olan ve olabilecek basın reflekslerinin takipçisi olup her zamanki ilkeli duruşumuzu yansıtacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.
