Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa CAMUZCU
Mustafa CAMUZCU

Soru Sormaktan Korkan Bir Nesil

Sınıfta, elini kaldırmaya tereddüt eden o çocukları fark ettiniz mi hiç?
Cevabı yanlış verirsem…
Arkadaşlarım gülerse…
Öğretmenim “bilmiyorsun” derse…
Bu sessiz korkularla boğuşan minik eller, aslında geleceğin düşünce tohumlarıydı.
Ama biz, o elleri havada yakalayıp indirmeyi öğrettik onlara.

Oysa merak, öğrenmenin kalbidir.
Bir çocuğun “neden?” deyişi, dünyayı anlamaya açılan ilk penceresidir.
Fakat biz o pencereyi çoğu zaman kendi ellerimizle kapatıyoruz.
“Sus, şimdi sırası değil.”
“Bu kadar çok soru sorma.”
“Ne kadar meraklısın sen de!”
İşte bu cümlelerle çocuklarımızın içindeki merak kıvılcımını yavaş yavaş söndürüyoruz.
Farkında olmadan…
Kimi zaman yorgunluktan, kimi zaman aceleden.

Sonra büyüdüklerinde şaşırıyoruz:
“Neden sorgulamıyorlar?
Neden araştırmıyorlar?
Neden düşünmüyorlar?”
Cevap basit aslında:
Biz onlara sorgulamayı değil, susmayı öğrettik.

Bugün birçok çocuk, öğretmenine ya da ailesine “neden?” diye sormaktan çekiniyor.
Çünkü “neden” demek bazen itaatsizlik, bazen saygısızlık sanılıyor.
Oysa sağlıklı bir “neden” sorusu, düşünmenin ve gelişmenin en değerli parçasıdır.
Bir çocuğun “neden?” demesi, zihninin canlı olduğunu, kalbinin merakla çarptığını gösterir.
Ama biz, bilgiyi sorgusuz kabul etmeyi, ezberlemeyi ve aynı cevapları tekrarlamayı başarı zannediyoruz.

Okulda sınavlar, evde beklentiler, toplumda kalıplar…
Bütün bunların arasında çocuklara düşen rol, sadece doğru cevabı bulmak oluyor.
Oysa eğitimin amacı doğru cevabı ezberletmek değil, doğru soruyu düşündürtmektir.
Soru sormayan bir nesil; sorgulamayan, yenilik üretmeyen, farklı düşüneni anlamayan bir topluma dönüşür.
Çünkü merak eden çocuk, araştıran yetişkin olur.
Sorgulayan çocuk, adalet duygusu gelişmiş birey olur.
Soru sorabilen çocuk, özgür düşünebilen insan olur.

Belki de ebeveynler olarak yapmamız gereken en büyük şey, çocuklarımızın her “neden?” sorusunu bir yük değil, bir fırsat olarak görmek.
Cevabı hemen vermek yerine birlikte araştırmak.
Bazen de alçakgönüllülükle diyebilmek:
“Ben de bilmiyorum, hadi birlikte bakalım.”

Bir çocuğun merakı küçücük bir tohum gibidir.
Eğer sabırla sulanırsa, bir gün o tohum düşünceye, üretkenliğe, yeniliğe ve yaratıcılığa dönüşür.
Ama eğer ihmal edilirse, toprağın altında kalır — bir daha hiç filizlenmez.

Bugün, sınıfta elini kaldırmaktan çekinen o çocuklara bir kez daha bakalım.
Belki de onların sessizliği, bizim susturduğumuz bir “neden?”dir.
Ve belki de bir toplumun geleceği, o cevapsız soruların içinde gizlidir.

Yazan: Emine Çavuş

Düzenleyen ve Yayınlayan: Mustafa Camuzcu

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER